14 Aralık 2013 Cumartesi

2013 faaliyetlerimizi sunduk (Bugün Bene Yarın Sene proje sunum toplantısı)

14 Aralık Cumartesi akşamı Daçev'in bir yıllık faaliyetlerini sunduk. Bugün Bene Yarın Sene diye isimlendirdiğimiz projemizin sunumları yapıldı. Üyelerimizle ve dostlarla beraber olduk, bol bol sohbet edip hasret giderdik, güzel bir akşam oldu, tüm katılımcılara candan teşekkürler. İyi dileklerimizle mutlu seneler...


8 Aralık 2013 Pazar

Yeşilden Maviye - Datça

Yeşilden Maviye - Datça from soner abacı on Vimeo.

Tabiat Varlıklarını Koruma Genel Müdürlüğü (Eski adıyla Özel Çevre Koruma Kurumu Başkanlığı) için yaptığımız Yeşilden Maviye dizi belgesel serisinin Datça bölümü.

29 Kasım 2013 Cuma

hacetevii tepesi

hacetevi projesi için 1000 adet kekik dikildi

1000 adet kekik alana dikildi

Bugün Hacetevi Tepesi'ne yaklaşık 1000 adet kekik fidesi diktik.
 Yasin Kolaşin bağışladığı fideler sabah ocaklardan söküldü ve alana taşındı. bir günlük çalışmayla tarım teraslarına dikimi tamamlandı. bu çalışmaya katkı veren Yasin Kolaşin, Ali Somer, Handan Bedrişan, Orhan Tunçman, Hüseyin Tüzün, Melda Omay, Selma Akad, Hızırşah Muhtarlığı, Datça Orman İşletme Şefliği'ne çok teşekkür esdiyoruz.
http://haceteviproje.blogspot.com/2013/11/1000-adet-kekik-alana-dikildi.html

22 Kasım 2013 Cuma

“Datça-Bozburun Yarımadası Korumada Öncelikli Memeli Hayvan Türleri Eylem Planları

http://www.yarimadaninsesi.com/haberdetay.asp?ID=2279
DATÇA'NIN YABAN HAYATI GÖZLEM ALTINDA!
ARAŞTIRMACILAR BÖLGEDE BOZAYI, KARAKULAK VE SU SAMURU GÖZLEMLEDİ
Yapılan çalışmalarda bölgede biyolojik çeşitlilik açısından önemli bulgular elde edildi. Yaklaşık 200 km2lik bir sahada son 6 ayda foto-kapan yöntemi ile yapılan arazi çalışmalarına göre Karakulak (Caracal caracal), Bozayı (Ursus arctos), Su samuru (Lutra lutra), Porsuk (Meles meles), Kaya sansarı (Martes foina) başta olmak üzere önemli memeli türleri belgelendi

 Datça-Bozburun Yarımadası'nda GEF Küçük Destek Programı (SGP) COMDEKS işbirliği ile desteklenen ve Datça Çevre ve Turizm Derneği ortaklığı ile Doğa Araştırmaları Derneği il e yürütülmekte olan “Datça-Bozburun Yarımadası Korumada Öncelikli Memeli Hayvan Türleri Eylem  Planları“ projesi kapsamında yapılan arazi çalışmalarıyla Datça-Bozburun ve Marmaris bölgesinin memeli hayvanları araştırılıyor.

1 Kasım 2013 Cuma

Hacetevi projesi için tohumdan adaçayı ekimi yapıldı

Dün 31 Ekim 2013 Perşembe güzel bir ekip güzel bir havada çalıştık. Fahri (aramıza tekrar hoşgeldin Fahri, çalışkanlığına ihtiyaç vardı), Meral, Hasan, Orhan, Hatice, Selma, Oya ve Melda 26 viyol adaçayı (salvia triloba)tohumu ektik. 3 ayrı viyole de yöntem denemeleri yaptık. Bu proje bittiğinde epey deneyim biriktirmiş olacağız. Notlarımızı da alıyoruz elbette. Bu arada Eski Datça Nil Cafe'den Mine hanım ekibimize enerji olsun diye nefis bir havuçlu kek göndermiş, kendisine çok teşekkür ediyoruz. Güne ait fotolardan ekliyorum. Tüm gönüllülere gönül dolusu teşekkürler...

HACETEVİ PROJESİ - BASINDAN


DATÇA'DA RÜYALARI GERÇEKLEŞTİRMENİN YOLU AÇILDI
Y.Sesi: Hızırşah Köyü'nde rüyaya yatılan ve burada görülen rüyaların gerçekleşeceğine inanılan Hacetevi Tepesi kültür turizmine kazandırılıyor. Projenin, yörenin tanıtımına ve kültür turizmine büyük katkı sağlaması bekleniyor. Hızırşah Kooperatifi, Datça Yerel Tarih Derneği ve Datça Çevre ve Turizm Derneği'nin ortak proje çalışması ile 356. Yükseklikte bulunan Hacetevi'ne çıkan 2 patika yol açılarak çift sıra halinde beyaz boya ile işaretlendi. 
TAMAMLANAN ÇALIŞMALAR
Birleşmiş Milletler Kalkınma Programı tarafından da desteklenen projede şu ana kadar  eski tarım teraslarına badem dikildi. İki adet patika yol açıldı ve işaretlendi. Badem ağaçlarının altına dikmek üzere adaçayı, kekik ve karabaş bitkileri çelik ve tohumdan yetiştirilirken  çalışmalar halen devam ediyor. Köye ait 200 dönümlük alanda sergi alanı düzenlendi. Hacetevi ve eski tarım teraslarının nasıl kullanıldığı bilgisi derlendi. Hacetevi'ndeki taşlar eski bilgiler ışığında yeniden düzenlendi. Patika yollar  Batırlı yaşlılardan edinilen bilgilerle açıldı. Yol çalışması sırasında eski yollar, basamaklar ortaya çıktı.
DEVAM EDEN ÇALIŞMALAR
Köy meydanı ve Eski Caminin yanından Hacetevi'ne çıkan yolların tabelalarının yerleştirilmesi, sergi alanında yarımadanın biyoçeşitliliğinin ve yerel, geleneksel bilgilerinin  paylaşılacağı panoların tasarım , üretim ve yerlerine monte edilmesi, Hacetevi'ni tanıtan bir web sayfası, poster ve broşürler ile şu anda yetiştirilmekte olan adaçayı, kekik, karabaş fidelerinin badem ağaçları altına dikilmesi gibi uygulamaların ise projenin devam eden çalışmaları arasında yer aldığı belirtildi.
Proje yetkilileri tarafından yapılan açıklamada Hacetevi projesinin yıl sonuna kadar bitirilmesinin hedeflendiği belirtilerek, başta Hızırşah Köyü Muhtarı Mehmet Çengel olmak üzere çalışmalara katılan tüm gönüllülere teşekkür edildi. 

30 Ekim 2013 Çarşamba

19 Ekim 2013 Cumartesi

HACETEVİ PATİKALARI ÇİFT SIRA BEYAZ BOYANDI

http://haceteviproje.blogspot.com/2013/10/hacetevi-patikalari-cift-sira-beyaz.html
Yaz başında açtığımız patika yolları bugün beyaz boya ile işaretledik. yaklaşık 4 saat sürdü. Hızırşah Muhtarı Mehmet Çengel, Orhan Tunçman, Melda Omay, Gökhan Özkan ve Fulya Bayık beyaz yağlı boya (kurşunsuz), tiner , fırça ve Gökhan Özkan'ın hazırlamış olduğu şablonlarla Eski Batır Camisi yanında buluştuk.

1 Ekim 2013 Salı

Hacetevi Projesi için adaçayı-kekik-karabaşotu ekim-dikim çalışmaları sürüyor

Bugün önce viyollerde yetişen kekikleri ve karabaş otlarını seradan çıkartıp gün ışığına teslim ettik. Yine adaçayı tohumundan ekim yaptık. Kekik çeliklemesi de yapılacak. Bitkilerimizi izleme, yoklama; olmuyorsa yeniden deneme çalışmaları sürecek. Birkaç gün içinde de (zamanı geldi) meşe palamudu toplamaya başlayacağız. İlgilenen gelsin lütfen, herkese çok selam. Elinde karabaş otu, kekik, adaçayı (salvia triloba) tohumu olanlar bizimle paylaşırsa çok sevineceğiz.

30 Eylül 2013 Pazartesi

hacetevi projesi

Datça Yerel Tarih Derneği, Datca Çevre ve Turizm Derneği ve Hızırşah kooperatifinin yürüttüğü Hızırşah (Batır) Hacetevi tepesi projesi çalışmalarının hexacopter ile hava çekimleri yapıldı.


Datça Bozburun Yarımadası Korumada Öncelikli Memeli Türleri Eylem Planları

Doğa Araştırmaları Derneği DAÇEV ortaklığı ile yürütülmekte olan Datça Bozburun Yarımadası Korumada Öncelikli Memeli Türleri Eylem Planları projemizde fotokapan çalışmaları devam ediyor. Uzman Biyolog Yasin Ilemin tarafından sürdürülen çalışmada Önemli Doğa Alanı'nın memeli varlığı ve türlere yönelik tehditler ortaya koyuluyor...

10 Haziran 2013 Pazartesi

Bugün Bene Yarın Sene

http://www.kenthaber.com/ege/mugla/datca/Haber/Genel/Normal/bugun-bene,-yarin-sene/3b7440da-679a-48ba-90db-672e9d1421ad
Datça-Bozburun Yarımadasını konu alan araştırmaların yanı sıra, geleneksel bilginin paylaşılmasını da kapsayacak olan etkinlik programında 13 ve 14 Haziran tarihlerinde Muğla Üniversitesi Kâzım Yılmaz Meslek Yüksek Okulu konferans salonunda yapılacak, sözlü sunumlar, poster sunumları, video ve slayt gösterileri yer alacak. Söz konusu etkinlik, 15 Haziran Cumartesi günü, Datça Kent Parkı’nda Bozburun çalgıcıları, Datça’lı maniciler, yöre türküleri ve halk oyunları eşliğinde keşkek ve lokmaların ikram edileceği, bölge çocuklarıyla seramik atölyesi ve elişi çalışmalarının yapılacağı geniş kapsamlı bir şenlikle sona erecek.

NOT: BU 3 GÜNLÜK ETKİNLİK DATÇA'DA GERÇEKLEŞİYOR.

14 Mart 2013 Perşembe

Gebekum korunmalıdır!

Derneğimiz üyesi Cengiz Karaköse'nin yazısını paylaşıyoruz. DOĞA HARİKASI GEBEKUM NASIL OLUŞTU? Günümüzden 2 milyon yıl önce, Gökova Körfezi, Datça Yarımadası ve Hisarönü Körfezi suların altında tek bir parça halindeyken, günlerden bir gün Datça Yarımadası Ege ile Akdeniz’in sularında yıkanmaktan bıkıp su yüzüne çıkınca, yarımadamız bu günkü haline yakın bir görünüm kazandı. Bu su yüzeyine çıkış, yarımadanın kuzey ve güneyinde yer alan iki fayın yardımıyla oldu. Faylar harekete geçip yarımada su yüzeyine çıkarken, kuzeyiyle güneyindeki kayalar da tıpkı bir tahterevallide olduğu gibi, biri yükselirken diğeri çökmeye başladı. Datça Yarımadası, faylar sayesinde su üzerine çıkarken, kuzeyde Gökova Körfezi, güneyde ise Hisarönü Körfezi denizin derinlerine inip çöküntü havzalarını oluşturmuş, sonunda bugün gördüğümüz topografya ortaya çıkmıştır. Konuya birazda jeoloji terimleri katacak olursak, körfezlerde alçalma (graben) olurken, yarımadanın kendisi yükselmiştir (Horst). Faylar hareket ederken, kuzeydeki fay daha fazla hareket edince, kuzeydeki kayalarda, güneydeki kayalara göre daha fazla yükselmiş, yani daha fazla yukarıya çıkmıştır. Kuzeyin fazla yükselmesi, buradaki kayaların zaman içinde daha fazla aşınmasına sebep olmuştur. Sonuçta kuzeydeki kayalardan aşınan kum, çakıl, kil, mil gibi malzemeler, dere ve rüzgâr yardımıyla güney kıyılarına doğru taşınmıştır. Taşınma, yüz binlerce yıl akan dereler ve esen rüzgârlar sayesinde olmuştur. Sonuçta kuzeydeki tepeler aşınmış, oradan kopan kum, çakıl ve kil güneye, Gebekum’a doğru taşınmıştır. Doğanın binlerce yılda verdiği bu uğraşın sonunda, yarımadanın güneyinde bugünkü kıyı kumulları toplanmıştır. Yakın bir zamana kadar inşaatlarda kullanılan bu kumul, uzun süre talan edilince, kıyıdaki kum örtü zamanla azalmış, dalgaların kırıldığı yerde yalı taşları (beach-rocks) ortaya çıkmıştır. Kıyı kumul gibi 1,8 milyon yaşında olan bu yalı taşları, yarımadanın güneyi kumla örtülüyken oluşmuş kayalardır. Kum, çakıl, kil gibi malzemelerin kıyıda yığılmasından sonra, Gebekum’un alt bölümlerindeki suda bulunan kirecin, kum ve çakılı birbirine yapıştırmasıyla yani çimentolamasıyla oluşmuştur. Yalı taşları genelde, buharlaşmanın yoğun olduğu yerlerde görülür. Yıllar sonra kumulun üstündeki gevşek kum örtü, inşaatlarda kullanmak için talan edilince, alttaki sert yalı taşları ortaya çıkmıştır. Gebekum’un yalı taşları, bugün önemli bir görevi üstlenmiş olup, azalan kumun denize taşınmasına engel olmakta, bir anlamda onu korumaktadır. Bir buçuk milyon yıl boyunca durmadan güneye taşınan kum ve çakıllar, en sonunda Gebekum’da güzel bir kıyı kumulu oluşturmuştur. Bu kumul, günümüzde de çökelmeye devam ediyor. Türkiye’de korunabilmiş az sayıdaki doğa mirası kıyı kumullarından biridir. Patara ve pek çok yerde gördüğümüz gibi denizden gelen kıyı kumulu olmayıp, karadan taşınıp gelen bir kumuldur. Bu nedenle, gelecek kuşaklara aktarmak için mutlaka ve özenle korunmalıdır. Yüz binlerce yılda derelerin ve rüzgârın çalışıp didinerek biriktirdiği bu doğa harikası oluşumu, insanlar 30 yıl gibi kısa bir sürede talan edip, bugünkü çıplak yalı taşlarına çevirmeyi başarmıştır! Neyse ki 2001 yılında alınan bir kararla, kumulun önemli bir bölümünü koruma altına almıştır. Doğa harikası bu kumulun üzerinde, binlerce yıldır kendine özgü bitki ve hayvan türleri barınmakta. Uzmanlara göre 5 tanesi endemik olmak üzere 100’ün üzerinde bitki ve hayvan türü burada yaşıyor. Bu türlerin korunması ve yaşamlarını devam ettirmesi için, ciddi bir uğraş vermek gerekiyor. Bu bağlamda DAÇEV’e önemli bir görev düşüyor ve bu görevi özenle sürdürmeleri gerekiyor. Ayrıca Yerel Tarih Gurubu da, kumulun yaşı 2 milyon diye düşünmeyip, onların da kumulla yakından ilgilenmesi ve destek vermesi gerekmektedir. Bu kumul, Ege ve Akdeniz’in jeolojik belleğidir. Bize üç milyon yıl önceden şirin hikâyeler anlatmayı sürdürüyor. Gelin, bu güzel hikâyenin sona ermesine izin vermeyelim. Onu yarımadamızla birlikte koruyalım… Sevgili hemşerilerim, bu kumulu ne kadar çok istersek isteyelim bir daha oluşturmamız mümkün değil. Bu nedenle sizlere önemli bir görev düşüyor. Siz ve çocuklarınız Gebekum’u tarihi bir eser gibi sonsuza kadar korumalısınız. Milyonlarca yılın uğraşması sonrasında meydana gelen bu doğal güzelliğin yok olmasına, gelin hep birlikte izin vermeyelim…

12 Şubat 2013 Salı

MEŞELERİ DİKTİK

Şansımıza hava harika idi, Gebekum'da buluştuk tüm gönüllü arkadaşlarla... Yanık orman sahası her ne kadar dikime hazırlanmış, yani yanık ağaçlar kaldırılmış olsa da çıplak görünümü ile iç acıtıcı idi. Düşünsenize tek bir çalı bile yok :( Birazdan sayın kaymakamımız Hamdi Üncü ile Orman şefimiz Ertan Kılcı geldiler, kaymakam bey yapılan çalışmaları özetledi ve derneğimize teşekkürlerini iletti. Hep beraber dört koldan alana dağıldık. Doğrusu kendi adıma hiç bu kadar kolaylıkla ağaç dikmemiştim, sevgili orman işçileri çukurları açmışlar, fidan torbalarını da çukurların yanlarına yerleştirmişlerdi, gayet hızlı bir şekilde diktik ağaçları. Bugün kendi yetiştirdiğimiz meşe fidanlarının 500 tanesi daha toprak ile buluştu, hepsinin tutacağına ilişkin iyi dileklerimizi doğa anaya gönderdik. Kaybettiğimiz üyelerimiz Nihat Akkaraca ve Gülşen Şimşek için dikilen fidanlar anılarını sonsuza dek yaşatır diye de ayrıca sevinçliyiz. Hızımızı alamamıştık. Tam rakam veremiyorum ama 100 kadar da harup diktik sanıyorum. Ağaç dikimi bittiğinde fedakar ve sıcakkanlı orman işçileri ile vedalaştık, bizi tekrar beklediklerini söylediler. Ne dersiniz? Yeni bir grup daha organize edip gelecek hafta bir dikim daha yapalım mı? Ağaç dikmek kadar coşku ve umut veren başka ne olabilir?