22 Aralık 2009 Salı

KOPENHAG’DA NELER OLUYOR

Jeoloji Yük. Mühendisi Cengiz KARAKÖSE'nin 21 Aralık 2009 tarihinde Datça Ekspres Gazetesinde yayınlanan yazısı:

KOPENHAG’DA NELER OLUYOR

Birleşmiş Milletlerin Kopenhag’da düzenlediği tarihi iklim toplantısında bilim insanları, eğer aklımızı başımıza toplamaz ve çok hızlı önlem almazsak, dünyada pek çok yerin sular altında kalacağını bize tekrarlayıp duruyor.

Hastalandığımızda vücut ısımız 36,7 dereceden 37 dereceye yükseldiğinde, 0,3 derecelik bir artış nasıl kendimizi hasta hissetmemize yeterli oluyorsa, dünyamız da son yıllarda böyle hastalıklı bir hale gelmiş durumda. Çünkü yapılan son hesaplar, yerkürenin ısısının 0,8 derece arttığını gösteriyor.

Kopenhag’daki iklim konferansına Birleşmiş Milletlerden 192 ülke katılıyor. Bunlardan gelişmekte olan 130 ülkenin temsilcileri (G 77 grubu dâhil) ve küresel ısınma yüzünden toprakları sularla örtülüp yok olacak ada devletleri (Tuvalu, Kiribati, Samoa ve Maldivler gibi), zengin ülkelerin sera gazı salımlarının zararını azaltmak için önerilen parasal yardımların yeterli olmadığını söyleyerek, hafta başında konferansı protesto edip görüşmelerin kesilmesini istemişler. İklim konferansını düzenleyenlerin araya girmesi ve gelişmekte olan ülke temsilcilerinin ikna olması sonunda, beş saatlik bir aradan sonra komisyonlar tekrar görüşmelere başlamış.

Gelişmiş ülkelerin karbon salımını azaltmak için ciddi yükümlülükler getiren Kyoto Sözleşmesi’nin, ortadan kaldırılması endişesini taşıyan yoksul ülkeler, Kopenhag’da zenginlere karşı kazan kaldırdı! Az gelişmiş ya da fakir ülkeler, Kyoto’dan vazgeçilmesi halinde dünya ısısının yükseleceğini, bu durumda pek çok ülkenin susuz kalacağını ve ada devletlerinin de sular altında kalacağını söylüyorlar.

Uygar Kanada’lıların(!), kafalarına kanca saplayarak öldürdüğü foklar, kutup ayıları, tilkiler ve daha nice türler, yine insanların aymazlığı yüzünden yok olup gidecek. Dünyayı yaşanır kılan ve iklimi düzenleyen buzullar eğer bir kere erirse, insanoğlu bile kolay yaşayamaz bu dünyada. Her şey kökünden değişir… Bugünlerde yapılan hesaplara göre dünya ısısı 0,8 derece artmış durumda. Eğer bu artış 2 dereceye ulaşacak olursa, bütün kıyı yerleşimleri sular altında kalacak. Çünkü kutuplardaki buzullar hızla eriyeceğinden, deniz seviyesi yaklaşık 60 metre yükselecek. Bugün dünya nüfusunun yarıya yakını sahillerde yaşadığına göre, milyonlarca insanın yaşadığı verimli topraklardan geriye, sadece tuzlu sularla kaplı sahiller, içerlerde ise ciddi kuraklık çekilen alanlar kalacaktır.

Norveç Çevre Bakanı’nın söylediği gibi, “insanlığın katıldığı en zorlu görüşmelerden birinin yapıldığı” zirvede, 2012 yılında geçerliliği bitecek Kyoto Protokolü’nün devamı niteliğinde bir anlaşma hazırlanarak imzaya açılması gerekiyor. Diğer taraftan Amerika ve AB ise yeni bir anlaşma yaparak, yeni hedefler ve yeni uygulamalar yapılması için çaba sarf ediyor.

BM Genel Sekreteri Ban Ki-Moon Kopenhag’da hazırlanacak anlaşmada, yoksul ülkelerin iklim değişikliğine uyum sağlaması için, zenginler tarafından yapılacak yardımların ayrıntılarına şimdilik girmenin gerekmeyebileceğini söyledi. Yoksul ülkelerin uyum için talep ettiği yardım miktarı ile gelişmiş ülkelerin vermeyi kabul ettiği miktar arasındaki uçurum yüzünden görüşmelerin kilitlendiğine dikkati çekerek, yoksul ülkelere tam olarak hangi gelişmiş ülkenin, ne kadar yardım yapacağının, 2010 yılında yapılacak başka bir toplantıda belirlenmesini önerdi. Ban Ki-Moon asıl önemli olanın, küresel ısınmadaki artışı iki dereceyle sınırlı tutmak olduğunu ısrarla tekrarladı. Diğer taraftan Genel Sekreterin bu sözlerinin, yoksul ülkeler arasında öfke yarattığı da söyleniyor.

İklim zirvesindeki en zor konular içinde, gelişmiş ülkelerin karbon salımını ne kadar azaltacakları; gelişmekte olan ülkelerin iklim değişimine uyum sağlamaları için, alacakları yardımların nasıl toplanacağı, nasıl dağıtılacağı; küresel ısınmadaki artışın üst sınırının 2 mi , yoksa 1,5 derece mi olması gerektiği gibi konular da yer alıyor.

Bilim insanları son 50 yıldaki ısı değişimine artık emin. Dünya meteoroloji organizasyonu ve G 8 ülkelerinin ulusal üniversiteleri de bu durumu onayladı. Papa 16. Benedik bile bu durumu kabullenip yaptığı açıklamada “sanayileşmiş ülkelerin tarihi sorumluluğu var” diyerek, zenginler kulübüne siz kirlettiniz yine siz temizleyin demeye getirdi.

Haftaya, alınan kararı ve gelişmeleri birlik de değerlendirmek üzere…

Hiç yorum yok: