29 Temmuz 2009 Çarşamba

TEKNE ÇAPALARI DENİZLERİ ÇÖLLEŞTİRİYOR

Cengiz Karaköse'nin izniyle Datça Ekspres Gazetesi'nde yayınlanan 20 Temmuz 2009 tarihli yazısını burada bir kez daha yayınlıyoruz:

TEKNE ÇAPALARI DENİZLERİ ÇÖLLEŞTİRİYOR

Tekneler alargada kalsın diye denize atılan çapalar yüzünden, yarımadamız kıyılarında yaşayan ve denizlerin akciğeri olarak bilinen deniz yosunları (Posidonia eceanica, Caulerpa racemosa, Cymodocea nodosa), yaşamlarını sürdürmek için giderek zorlanıyor. Söz konusu yosunların (deniz çayırlarının) yaşadığı bu kıyımı önlemek için, bazı önlemlerin acilen alınması gerekiyor. Her geçen gün, onarılması pek de mümkün olmayan bu tür yaralar, bu yaz da açılmaya ve hatta derinleşmeye devam edecek gibi görünüyor.

Endişemin nedeni, Datça’ya gelen yüzlerce küçük tekneden onlarcasının, son günlerde kumluk koyunda alargada kalmayı tercih etmesinden kaynaklanıyor. Eğer bu durum, bu hızla devam ederse yani demirleyen tekne sayısı giderek artacak olursa, bu koydaki yosunların da limandakiler gibi kısa zamanda tükeneceğine inanıyorum. Yaşamlarını deniz diplerinde sürdüren yosunların, tekne çapaları yüzünden sökülüp atılması sonucu, bugün limanda balık kalmadı. Hatırlarsanız geçmiş yıllarda limanda sepetle avlanan balıkçı sayısı boldu. Bugünse, limanda avlanan balıkçı sayısı giderek azaldı. Neredeyse tek tük balık tutulur hale geldi.

Eğer önümüzdeki günlerde, Datça’ya gelen misafir tekne sayısındaki bu artış devam edecek olursa, Kumluk Koyu da bu artıştan nasibini alacak ve koyun ağzı teknelerle dolacaktır. Tabiî ki teknelerin çoğalması demek, alargada kalmak için atılan çapaların ve taramaların da giderek çoğalması demektir. Bu durum sonuçta Datça’lı balıkçıların ve kıyıdan balık avlayan vatandaşların da hüsrana uğramasını doğurur. Kış aylarında balık ve kalamar avlamak için koy ağızlarında dolaşan balıkçıların, bu tür alargalar yüzünden nasıl elleri boş geri döneceğini, şimdiden tahmin etmek pek zor olmayacaktır.

Denizlerimiz, çeşitli dış etkenler tarafından kirletilmeye devam edilirken ve insan faktörünün de ağır baskısı altında iken, bu defa da tekne çapaları deniz ekosisteminin açık yaralarına tuz ve biber ekmeye devam ediyor. Çapaların demirleme öncesi ve sonrasında yarattığı dip taramalarının, deniz dibinde yarattığı derin ve yoğun tahribat, deniz diplerinde yaşayan yosunların yok olmasına neden oluyor. Denizlerimize oksijen sağlayan deniz çayırlarının yok olması, balık yuvalarının ve yumurtalarının da yok olmasını sağlıyor. Bu tür çapa taramaları, Datça denizlerindeki yaşamı kurutmaya devam ediyor!

Koylarımızda konaklayan mavi tur ve günü birlik tur teknelerinin alargada kalmak için ikide bir demir atmaları, sonra da teknelerin güvenliğini sağlama almak için demir taramaları yüzünden, deniz çayırları çok büyük zarar görmektedir. Bu durum, deniz çayırlarını yumurtlama alanı olarak kullanan farklı balık türleri ile kalamar ve ahtapot gibi deniz canlıları için de, ortamı yaşanmaz hale getirmektedir. Bu çapa atma ve taramaların, her tekne için günde birkaç defa tekrarlandığını kabul edecek olursak, koylarda yaşayan felaketin, deniz çayırlarını nasıl bitme noktasına getirdiğini daha iyi anlarız. Eğer gelişi güzel her yere çapa atma olayı, bu hızla devam edecek olursa, balık ve diğer canlıların yumurtlama ve yaşam alanı bu güzel çayırlar, yakın zamanda ortadan yok olup gidecektir.

Bu nedenle gelişmiş ülkeler, hem teknelerin koylarda bağlanmasını sağlayan, hem de deniz dibindeki yosunların tahrip olmasını engelleyen, dolayısıyla balık yuvalarının dağılmasına ve yumurtaların tahrip olmasına engel olan bir yöntemi geliştirmişlerdir. Çapa tahribatının engellenmesi için, uzmanlarca yaygın olarak önerilen bu yöntemin adı tonozlama’dır. Bu yöntemle demirleme, akıntı yönünde aralıklı olarak bırakılan iki demir arasına yapılmakta olup, her isteyenin kafasına göre her yerde demirlemesi engellendiğinden, deniz dibindeki tahribat ta en aza inmektedir.

Günümüzün gözde koylarından Ilıca, Kumluk, Kargı ve Akvaryum (Gök Liman) gibi koylarında, neredeyse deniz çayırı kalmamış durumda. Söz konusu deniz çayırları ki, denizlerde yaşamın devam etmesini sağlayan oksijen fabrikalarıdır. Hiç düşündünüz mü? Akvaryum ve Kargı koylarına, günde kaç tekne demir atmakta ve alargada kalmak için demir taratmakta! İşte bu yüzden deniz çayırlarımız yok olmakta, balıkların içinde saklandığı yuvalar darmadağın edilmekte, dolayısıyla balıklar ve yumurtaları telef edilmektedir...

Bu durumda bizlere düşen görevse, Datça Çevre ve Turizm Derneği (DAÇEV), Datça Balıkçılar Kooperatifi (Tabii Sayın Akif Fidan ve yönetimi), Datça Liman Başkanlığı ve Kaymakamlığı harekete geçirmek olmalıdır. Bu nedenle tonozlama için ilk çabanın Datça Kaymakamlığı’ndan gelmesini ve 2010 yılı yatırım programı içinde yer alması için de, ciddi gayret sarf etmelerini beklediğimi, gazetem aracılığıyla belirtmek isterim.

Cengiz KARAKÖSE
Jeoloji Yük. Mühendisi

1 yorum:

Melda dedi ki...

Bu çok ciddi sorunu bu kadar anlaşlır bir dille aktaran Cengiz beye çok teşekkür ediyoruz. Derhal harekete geçip, gelecek yaza hazır hale getirelim diyorum. Sevgiler...